Bugün insanlık, bilhassa kadın hakları konusunda büyük bir imtihan ile karşı karşıyadır. Dünyanın hala pek çok yerinde kadınlar; akıl almaz, vicdanlara sığdırılamaz baskı, şiddet ve zorbalıklara maruz kalmaktadır. Öteden beri kadınlarımıza ve kız çocuklarımıza yönelik baskı, şiddet ve aşağılamanın arkasında cehalet, kaba kuvvet ve kadın algısına dair bir takım yanlış ve köhne görüş ve düşünceler yatmaktadır. Aslında bütün bunlar cahiliyye devrinin anlayış ve düşünceleridir. Nitekim, adalet timsali büyük halife Hz. Ömer, bu yanlış telakkiyi şu sözüyle açık bir biçimde ortaya koymuştur: “Biz, cahiliyye döneminde kadınları insan yerine koymazdık. İslam geldi ve bizden onlarla en iyi şekilde ilişki ve iletişim kurmamızı istedi. İşte o zaman biz, onların da bizim üzerimizde hakları olduğunu anladık.”
Cahiliyye insanının kadını aşağılayan tutum ve tavrını en çarpıcı ve etkileyici biçimde Cenab-ı Hak bize resmetmektedir: “Onlardan birine bir kızının dünyaya geldiği müjdelendiğinde, içi öfke ile dolarak yüzü simsiyah kesilir! Kendisine verilen bu kötü haber yüzünden utanır ve eşinden dostundan gizlenirdi.”
İslam ise, cahiliye döneminin bu algısını tamamen tersine çevirmiş, kadın ve kız çocuklarının saygıya en layık kimseler olduğunu insanlığa öğretmiştir. Sevgili Peygamberimiz kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla bütün insanlara büyük değer vermiştir. Bilhassa kadınlar ve kız çocukları konusunda özel tavsiyelerde bulunmuştur. Kadınların ve kız çocuklarının, şiddet, baskı ve aşağılamadan uzak tutulması için her fırsatta uyarılarda bulunmuştur. Zira kadın, insanlığın varlık sebebidir. Yüce Kitabımızda kadın; bütün insanlığın anası Havva´dır. Cesaret ve asaletiyle Asiye´dir. İffet ve temizliğiyle Meryem´dir. Sadâkat ve teslimiyetiyle Hacer´dir. Hayatın zorlukları karşısında eşine verdiği destekle Hatice´dir. Peygamber hikmetini kendisinde tevârüs ettiğimiz Âişe´dir. Nesl-i Pâk-i Muhammedî´nin annesi Fâtıma´dır. Cefakâr annelerimiz, vefakâr kız kardeşlerimiz, kader ortağımız eşlerimiz olarak kadın her türlü hürmet ve saygıya layıktır. Nitekim Resul-i Ekrem Efendimiz; “Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananınızdır.” “Sizden eşine karşı el kaldıranlarınız, hayırlı kimseler, iyi insanlar değildir.” “Kadınlarınızın hakları konusunda Allaha hesap vereceğinizi unutmayın. Çünkü onlar Allah´ın size emanetidir.” buyurmaktadır.
Dünyanın her yerinde olduğu gibi İslam dünyasında da maalesef kadınlara yönelik Kur´an ve sünnet çizgisine ters düşebilecek bir takım olumsuz yaklaşımlar ve davranışlar gözlenebilmektedir. Büyük ölçüde gelenek, görenek, örf, adet ve kültürden kaynaklanan bu tür hatalı yaklaşımlar ve uygulamalar asla İslam´a mal edilmemeli, bu yolla Yüce Dinimize bühtanda bulunulmamalıdır. Müslümanlar, gerek düşüncede, gerekse pratikte kadınlara hak ettikleri önemi vermeli; bu konuda Müslüman´a yakışmayacak davranışlar sergilememelidir. Bu konuda mü´minler için en güzel örnek Sevgili Peygamberimiz´dir. O, hanımlara karşı daima sevgi, saygı hoşgörü ve anlayış göstermiş. Bırakın dövmeyi, hanımlara karşı hiçbir zaman kaba davranmamıştır. Hep güler yüzlü olmuştur. Peygamberimizin hanımlara karşı göstermiş olduğu bu tavır, hepimiz için örnek olmalıdır.