Dünyanın en kötü şeyi aldatılmak olsa gerek! Bunun en somut ve yerelden başlayanı eşlerin birbirini aldatmasıdır! Aldatmak, eşler arası elbette sadece cinsel anlamdaki aldatma diye düşünülmemeli.Aynı lokmayı paylaşanların hileyle fazladan yedikleri lokmadan tutun da ortak olan her şeyin tek taraflı hileyle suistimal etmesi de aldatmanın bir çeşididir! Bu sadece iki kişi arasındaki evlilik ya da aşka dayalı aldatmayla ilgili kısımdır. Bir de bir ülkenin tüm halklarını ilgilendiren aldatmalar vardır ki asıl üzerinde durulması gereken konu da bu olsa gerek! Halkları dediğimiz, bazı ülkeler yada topluluklardaki farklı etnik ve dinsel yapılara sahip olanları kast ettik. Gerek eşler olsun, gerek toplum aldatıldığı an tepkisi son derece şiddetli olur! Öyle ki bireyler arasındaki aldatmalar; iş ortaklığı, evlilik, aile arası ilişkiler bazen sonu cinayetlere kadar vara bilir! Toplumu ilgilendiren aldatmalar ise genellikle daha etkili olur! Bu bazen bir seçim ile tepkisel oylara, bazen de halk ayaklanmalarına kadar varabilir! Bunun en bariz örneği politik tavırlarla ifade edilen aldatılmalardır! Bir örnek vermek gerekirse , bir zamanlar ülkemizde Tansu Çiller´in seçim çalışmalarında kullandığı “her kese iki anahtar!” vaadiydi! Sonu hepimizin bildiği gibi politik hayatının sonu olmuştur! Neydi bu iki anahtar vaadi; eğer iktidar olursa vatandaşını hem ev hem de araba sahibi yapacaktı! Neticede vatandaş her zaman olduğu gibi saflığına kanıp oyunu verdi! Tabi ki iki anahtar sahibi olmak yerine, neredeyse elindeki ekmekten olacaktı! Kendisi bir şeylere sahip olacağına, Tansu Çillerin eşi, ailesinin yolsuzlukları ile o dönem medyaya konu oldu! Sonu mu; tabi ki bütün aldatanlar gibi ilk seçimde hüsranla neticelendi! Bu ülkede ikinci büyük aldatmaca da DSP iktidarının temcin pilavını ısıtır gibi yetmiş küsur yaşa ömrü dayanmış Bülent Ecevit´i yeniden “halkçı” diye ısıtıp , halkın önüne bir kez daha koyması ile oldu! Herkesin bildiği gibi ilk seçimde oyların yüzde yirmi ikisini aldı! İkinci seçimde, halkın kendini aldatıldığını hissetmesi ile bu oran yüzde bir gibi tıraji komik bir oy oranına düştü! Bu seçimde de bazı aldatmaların olacağı aşinadır. Toplumun bazı kesimleri yeniden temcin pilavları ile karın doyurmaktadır! Burada A ,B, C partisi diye birilerini suçlamayacağım ! Seçimlere birkaç gün kalmasından dolayı etik sayılmayacağı gibi birilerinin günahına da girmeye değmez. Ama şu gerçektir ve üzerine yemin edilmesi pek de risk taşımaz “ırkçılığa ve dini istismara “ dayalı tüm politik çıkışların “EN BÜYÜK ALDATMACA” olduğuna şimdiden kefil olur ve bir yanılma olursa öz eleştiri vermeye de hazır olduğumu bu yazımla herkesin önünde beyan ederim! Şu unutulmamalıdır en büyük insanlık suçu ırkçılık ve dini bağnazlıktır! Bütün katliamlar, kıyımlar ve toplumsal çalkantılara sebep olan bu kaosun altında bu iki sapkınlık yatmaktadır! Siz siz olun dininiz, etnik kimliğiniz ne olursa olsun farklıklar karşısında bu zehri kusmayın! Her zaman renklerin güzellikleri ve çeşitliliğini hayatınızın bir parçası yapınız ki içinizdeki aydınlık, yüzünüze ülkenize vursun; tıpkı batmayan bir güneş gibi! Esen kalın!